******’ün çevresi kültürlü müydü?
İstanbul sosyetesinin ileri gelen ailelerinden birinin kızı olan Füreya ******’ün yakın çevresinden Kılıç Ali ile evlenip Ankara’ya taşınır.
“Füreya Ankara’ya ilk gittiğinde onu bir hayal kırıklığı bekliyordu. O konuda çok kitap okuduğu için çok iyi bildiği Fransız Devrimi’ni gerçekleştiren aydınlar gibi, Ankara’da münevver bir çevre bulacağını sanmıştı. Devrimin arka plandaki kahramanları, o müthiş kafalar, filozoflar, düşünürler, elbette Paris’te olduğu gibi, Ankara’da ******’ün yakınında olacaklardı. Ama ne var ki, Mustafa Kemal’in yakın çevresi bambaşka insanlarla doluydu. Hiç birinde ne kültür ne birikim ne sanat tutkusu vardı. Füreya’nın on beş yaşında okuduğu kitapları bu insanlar duymamışlardı. Radyoda tüm gün çalan klasik müziği bile dinlemiyor, gecenin geç saatlerinde, ancak kantolar, göbek havaları söylüyorlardı. ****** büsbütün büyüdü gözünde. ******’ün yakınındakilerin tek hünerleri bu büyük dehaya olan bağlılıklarıydı.”
Füreya teyzesi Ayşe Hanımın poker oynaması için ******’ün yakın çevresinden Nuri Conker ve Salih Bozok’u davet eder. “Ayşe Hanım, masada Kılıç Ali ve misafirlerinin karşısına yerleşmiş, kartları karıştırmaya koyulmuştu. Birdenbire, masanın üç tarafındaki adamlardan tak tak sesleri gelmeye başladı. Tak bir tabanca Nuri Conker’den, tak tak iki tabanca Salih Bozok’tan, tak tak tak üç tabanca Kılıç Ali’den. Adamlar muhtelif ceplerinden çıkarttıkları tabancaları masaya bırakıyorlardı.”
(Can Dündar)