Tayyib Erdoğan’ın gençlik yılları
Recep Tayyip Erdoğan’ın imam hatip karnesi, Başbakan’ın vasat bir öğrenci olduğunu gösteriyor. 1973′te “iyi” dereceyle mezun olan Erdoğan’ın notları pek parlak değil: Kur’an-ı Kerim’den ancak bütünlemede geçebilmiş. Arapçası zayıf; tek ders sınavından 5 alabilmiş. Tefsir: 6. Hadis: 7. Fıkıh: 7.
Dini derslerinin zayıflığına karşın Milli Savunma’sı 8 Erdoğan’ın. Mezuniyet karnesinde bir tek 10 var: Beden Eğitimi. Dersleri zayıftı ama Erdoğan sosyal bir öğrenciydi. Okulun bütün faaliyetlerinde yer alıyordu. 1972′de yapılan İstanbul liselerarası münazara yarışmasında, İstanbul İmam Hatip Lisesi’ne birinciliği getiren ekipte o da vardı. Ayrıca okulun mehter takımında yer alıyor, uzun boylu olduğu için Mehteran’ın önünde sancak taşıyordu. Bir yandan da İmam Hatip’in futbol takımında top koşturuyordu. Yıllar sonra sahada giydiği şort hatırlatıldığında gülecek ve “Bu yönden günahkâr olduğumu biliyorum” diyecekti.
Velhasıl sınıfta arkadaşları Kur’an hatmederken o, sokakta, hayatın içindeydi. Belki de yıllar sonra sınıf arkadaşlarına fark atmasının sırrı buradaydı. Erdoğan’ın sınıf arkadaşlarından Abdurrahman Şen’in, Beysülen’e anlattığı bir anı bunu doğruluyor. Şen, bir gün Karagümrük stadında hocaları Fevzi Bektaş’la Erdoğan’ın bir maçını izlediklerini anlatıyor. Erdoğan maçta çok iyi oynuyor. Çıkışta Bektaş, Şen’e Erdoğan’ın dersleri zayıf olduğu halde sahanın en iyilerinden olduğunu belirtip diyor ki: “Bugün Kuran-ı Kerim’den, Arapçadan benden 9-10 alanlar, yarın birer hacı kızı alıp kenara çekilecekler. Bu ülkeye, bugün bu sahalarda top koşturanlar, sizler hizmet vereceksiniz.”
Şen şöyle doğruluyor: “Bugün bakıyorum, hakikaten bizim sınıfta Arapçası, Kuran’ı, meslek dersleri 9-10 olanlar, bugün birer köşeye çekildiler. Hatta bir kısmı kendilerini iyice meczuplaştırdı. Ama o günlerde kahveye kaçan, sinemaya giden, top oynayan, ‘Bu ne biçim imam hatipli’ diye eleştirilen öğrenciler, toplumun önünde iş yapan insanlar oldular.”
(Can Dündar, 2007)