Çıkmaya çalıştığım her basamak
Yüreğimin gizli odalarını
Bir bir Sahraya çevirdi.
Bunu anladığımda bir de baktım ki
Aşk hala bıçak sırtında ve
Kanadıkça kanıyorum...
Aşk, bıçak sırtı gibidir...
Her gece mehtaba çıksan ,
Dönülmez akşamın ufuklarında dolaşsan
Ve gönlün sarhoş olsa da
Yıldızların altında;
İlk basamak seni bekliyor olacak
Her defasın da...
bugün biraz gerginim yine
sesim değişik gelebilir biraz
ama sen anlarsın bana katlanırsın....
tuhaf laflar edebilirim
seni belki üzebilirim
ama sen susarsın
çünkü beni tanırsın...
öyle çabuk kızma derdin hep
bu kadar da kolay alınma
o zaman beni sar hadi sarıl bana...
değişmez huylar bilirsin
bir kere de sen dene alışmayı
ben göğsüne yatarken öyle derin nefes alma...
bu ara ihtiyacım var sana
ellerimi sakın bırakma
bana huzur veren tek yer senin yanın unutma...
gün varıncaya kadar sabaha sakın hiç bir yere kalkma
fazla bir şey istemem sadece dur burda...
AŞK ...
Aşk; yalnız bir operadır kış güneşinde dinlenen.
Aşk; bazen bir zaman hatasıdır.
Aşk; bazen kavuşamamak, adını karalamaktır kağıtlara.
Uzun bir suskunluktur ya da durmadan ondan konuşmaktır.
Aşk; bir filmin, bir karesinde takılıp kalmak...
Bazen tuhaf bir cesaretle meydan okumaktır.
Aşk; bazen nedenini bilmediğiniz bir duraksamadır.
Aşk; bir harabenin ortasında birşey bulup da ne yapacağını bilemeyen
iki savaş çocuğu gibi kalmaktır.
Eylül'ün toparlanıp gitmesini izlemektir.
Bir bakış bile anlatmaya yeterken herşeyi
kalbinizi dolduran duyguların kalbinizde kalmasıdır.
Aşk; canınızla beslemektir hüznün kuşlarını.
Aşk; vazgeçmektir gözlerinden.
Geceleri ansızın nedensiz uyanmaktır uykularından, usul usul ağlamaktır.
Aşk; birgün anahtarın ters döneceğine inanıp ışığa kavuşmayı özlemektir.
Aşk; buralardan öylece çekip gitmek ve sonunda kendine bir gül vermektir.
Acını içine alıp, göz damlalarını tutup, güçlü olmaya çalışmaktır.